Şebnem Şenyener

Şebnem Şenyener (İzmir) Türk gazeteci ve yazar. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenimini sürdürürken başladığı gazetecilik yaşamını Demokrat, Yeni Gündem, Cumhuriyet, Aktüel, Sabah, Milliyet Sanat ve Varlık dergilerine yazarak sürdürdü. 1982 yılından beri yaşamını New York'ta sürdürmektedir.

Kış bahçesi tiyatrosu

Tarih 25 Kasım 1864. Yer New York. Bond ve Bleecker sokakları arasındaki blokta, Broadway üzerinde Lafarge otelinin bitişiğinde, “New York’un en büyük müzik salonu” Kış Bahçesi Tiyatrosu tarihin en önemli gösterisinde. Oyun “Julius Sezar.” Ayakta seyirciler dahil salon hınca hınç dolu.

A
a
Bilet satışından kazanılan para, Shakespeare’ın doğumunun üç yüzüncü yılını kayda geçirmek amacıyla Central Park’a dikilecek heykelin masrafını karşılayacak. Amerika’nın gözde Shakespeare oyuncuları Booth kardeşler bu amaçla ilk kez sahnede bir arada. Amerika’nın en iyi Shakespeare oyuncusu olarak ün yapan ortanca kardeş Edwin Booth, ünlü bir İngiliz tiyatro yöneticisi sayesinde kısa bir süre önce “bir kış bahçesi” görünümü kazanan tiyatronun yeni yönetmeni. Salonu müzik ve danslı gösteri yeri olmaktan çıkarıp, gerçek bir tiyatro sahnesi haline getirmek üzere tarihte görülmemiş bir Shakespeare kampanyası arifesinde. Şairin doğum gününde tamamlayacağı, “Yüz Gün Hamlet” maratonuna bütün kardeşleriyle birlikte Julius Sezar’ı sahneleyerek başlamayı planlayan Edwin Booth, o gece Brutus rolünde.

Dört ay sonra Başkan Abraham Lincoln’a, bu oyunda öğrendiği sloganlarla saldıran ve Amerika’nın ilk Cumhurbaşkanı katili olan genç, yakışıklı Edwin Booth ise o gece aynı sahnede Marc Anthony rolünde. Ayrı anadan gelen en büyük ağabey Junius Brutus Booth da kardeşlerinin yanında Cassius rolünde.

Oyunun ikinci sahnesi. Brutus Sezar’ı niçin öldürdüğünü ünlü repliği “Sezar’ı sevmediğim için değil, Roma’yı Sezar’dan çok sevdiğim için. Sezar yaşasın diye köle kalmayı mı, yoksa öldüğü için özgürlüğünüze kavuşmayı mı istersiniz?” sözleriyle ifade ettiği anda büyük bir gürültü duyuldu. Tiyatronun kapıları ardına kadar açıldı ve içeriyi, ellerinde hortumlarıyla sağa sola koşuşturan itfaiyeciler doldurdu. Kısa sürede, yangının bitişik bina Lafarge Hotel’de olduğu tespit edildi. İtfaiyenin yanılgısı sadece adres karışıklığı değildi. İtfaiye Manhattan’ın dört bir yanında aynı saatte başlayan yangınların hepsine birden koşturmaya çalışıyordu.

Kış Bahçesi Tiyatrosu, beş yıl önce “Louisiana’da Hayat” adlı, beyaz ve Afrikalı karışımı insanın dramını anlatan oyunuyla iç savaşta Manhattan’da köleliğe karşı bir cesaret sahnelemişti.  

İç savaşın son günleriydi. Güneyin yenildiği kesinleşmişti. Bu yüzden elinde hiçbir kozu kalmayan ırkçı, köleci ve ayrılıkçı Konfederasyon’un güneyli komutanları, Manhattan’ı tümden yakarak başlatacakları bir devrim hayaline kapıldılar. Eylem günü olarak, yenik sömürgeci İngiliz askeri birliklerinin Manhattan’dan ayrıldığı 25 Kasım 1783 “Boşaltma Günü” yıldönümünü seçtiler. Çoğu otel tam on altı hedefin aynı anda kundaklanması planıyla, ajanlarını Manhattan’da eyleme gönderdiler. Lincoln yönetimini darbeyle devirmek için, Manhattan’daki kamu binalarını, buharlı gemileri, otelleri yakmak, su kaynaklarını zehirlemek, hatta Bermuda’dan getirdikleri, sarıhumma ve kızıl hastalarına ait giysileri şehirde dağıtarak biyolojik saldırı gerçekleştirmeyi bile planladılar.

Lafarge Hotel’in dışında, Astor, Amerika Birleşik Devletleri, 5. Cadde, Everett, St. Nicholas, Howard, Hanford, Belmont, Yeni İngiltere, St. James, Tammany ve Metropolitan otellerinde aynı anda yangın çıktı. O gece sadece New York itfaiyesi değil, bir yıl önce çıkan zorunlu askerlik ayaklanmalarında etkin rol oynayan Birlik ordusunun askerleri ve New York polisi tam kadro savaştı. Karmaşadan yararlanan faillerin hepsi kaçmayı başardı. Sonradan hüküm giyip idam edilen tek kişi önce Kanada’ya kaçıp, uzun süre saklandıktan sonra Ohio’ya dönmeye kalkışınca yakalanan ayrılıkçı ordu Yüzbaşısı Robert Kennedy oldu.  Mahkeme yargıçı idam kararını “Bu çağda New York şehrini yakma girişimi ancak barbarlığın öcüdür. Yangın çıkarılan bütün binalarda kadınlı erkekli sivil halk, ihtiyar, çocuk gözetilmemiştir. Bundan daha fazla nefret kusan daha şeytanca bir öc ruhu düşünemiyorum” sözleriyle savundu.

İtfaiyecilerin Kış Bahçesi Tiyatrosu’na girmesiyle kesilen oyunu, Brutus’un ikna edici tonu sayesinde aktör Edwin Booth kurtardı. Seyircileri sakinleştirip yerlerine oturtmayı başardı. Yangının bitişik otelde olduğunu ve kontrol altına alındığını söyledi. Böylece, Booth kardeşler, perde kapandığında, Manhattan’da yaşanan teröre rağmen ertesi günün gazetelerinde eleştirmenlerin övgü üzerine övgü yazdığı bir oyun sahnelediler. Edwin programını bozmadı ve ertesi gece “Yüz Gün Hamlet” maratonuna başladı. Hiçbir şekilde kesmeden Hamlet’i tam yüz gün oynamayı da başardı. Booth kardeşler, o gece Central parka Shakespeare heykeli konulması için 3500 dolar bağış toplamayı becerdiler. Shakespeare, Central Park’taki ebedi köşesine böyle yerleşti. Tarihte hala gelmiş geçmiş bütün pazarlardan daha özgür bir pazar olarak yaşayan Rönesans’ın yüzüyle. Savaşı tanıyan, kimi zaman kardeşlerin, kimi zaman kuşakların, kimi zaman milletlerin arasındaki savaşları konu alan, aşk, iktidar, para ve onur hırsı içinde insanların çatışmasını sahneleyen oyunlarını duyururcasına.

Ertesi sabah, ilişikteki otelde çıkan yangının bütün Manhattan’ı yakma komplosunun bir parçası olduğunu öğrenen ağabey Edwin, kardeşi John’u evinden attı. John’a, akrabası olan bir İngiliz devrimcisinin adını veren annesi, iki kardeşin arasını bulmaya çalıştı. Beceremeyince John’u büyük ağabeyine teslim edip kız kardeşinin evine götürmesini istedi.

Hamlet’i dünyada en iyi oynayan aktör Edwin, aynı zamanda köleliğe karşı, özgürlükçü, federasyon yanlısı, Lincoln’ın yürekten destekçisiydi.  Üstelik tesadüfen, bir gün Lincoln’ın hayatta kalan tek oğlunu trenin altında kalmaktan kurtarmıştı. Booth kardeşlerin en genci John ise Edwin gibi iyi bir aktör olamadı. Amerika’nın en yakışıklı aktörü olarak ün yaptı. Sahnede daha çok vurdulu kırdılı oyunlara yatkındı. İş dövüş halini alınca birden canlanır, karşısındaki aktörleri ona gerçekten vurmaya kışkırtırdı.

1860’da gizli bir törenle ırkçı güney için savaşan Altın Çember Şövalyelerine katıldı. Kış Bahçesi Tiyatrosundaki gösteriden kısa süre önce on günlüğüne, o tarihte Konfederasyon ajanlarıyla dolu olan Montreal’e gitti. O nedenle, o gece Manhattan’ın kundaklanması komplosunda rol alması, bitişikteki otelde çıkan yangınla bir ilgisi olması ihtimali yüksekti. Ama sahnede göründüğünden kimsenin şüphesini çekmedi. Manhattan’ın yakılması girişiminin başarısızlığa uğramasından dört ay sonra, annesine gönderdiği mektupta, Konfederasyonun herşeyi altüst edecek bir devrim fikrinden vazgeçmediğini, bundan başka çare kalmadığını, yenilmek üzere olduğunu bizzat yazdı. 17 Martta Lincoln’ı kaçırma girişiminde bulundu. Başaramayınca, 14 Nisan günü Ford tiyatrosuna gitti. Orada, daha önce sahneye çıktığından tiyatroyu gayet iyi biliyordu. Tiyatro çalışanlarını da tanıyordu. Yine şüphe çekmedi. Başkan’ın o gece oraya geleceğini öğrendi. Hemen yeni bir planı uygulamaya koydu. Kendisi Başkanı öldürürken, Birlik Orduları başkomutanı General Grant’i ve Dışişleri bakanı Seward’ı öldürecek Konfederasyon ajanlarını ayarlayıp onlara silahlarını verdi. O gece tiyatroda sahneleyecek Tom Taylor’ın “Amerikalı Kuzenimiz” adlı oyununu gayet iyi biliyordu. Seyircilerin en fazla güldüğü, 3. Perde, 2. Sahnedeki “...seni gidi çorap karıştırıcı ihtiyar kapan!” sözlerini bekledi. Elindeki Philadephia Deringer tabancasıyla Lincoln’ı, oturduğu locada, başının arkasından vurarak öldürdü. Sonra bıçağıyla onu durdurmaya kalkanları yaraladı. Locadan sahneye atladı. Brutus’un “zalimlerin sonu budur!” repliğini Latince “sic semper tyrannis”  diye haykırarak sahneye düştüğünde bacağını kırdı. Kırık bacağını sürüyerek sahne gerisinde onu bekleyen atına binip kaçtı. On gün sonra saklandığı ambarda kuşatıldı. Çatışma sırasında çıkan yangın nedeniyle ölü olarak yakalandı.

Şimdi savaş Shakespeare’in ölümünün 400. yıl dönümünü anma savaşı. Globe tiyatrosu ile Royal Shakespeare Company arasında. Dolayısıyla, savaş, kraliçe Elizabeth döneminde dünyanın en büyük şehri olan Londra ile şairin doğup büyüdüğü ve muhtemelen 52. doğum gününde öldüğü Stratford arasında. Rönensans rekabetiyle pişmiş iki şehir şaire sahip çıkmak için birbiriyle büyük bir yarış içinde. Tiyatro sahnelerinde ziyafet üstüne ziyafet bir programla Nisana kadar savaşı kazananı şimdiden Shakespeare sevenler diye yazdı gazeteler.
Haber Scripti Trend V3
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

Trend Sistemini Nasıl Buldunuz?

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
Haber Scripti Trend V3
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat